Güncel Haberler

prof. Dr. Şaban Teoman Duralı ölümünün 3’üncü yılında anıldı

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen “Bir Öğretmen ve Usta Olarak Teoman Duralı” konulu toplantı, Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müzesi Kütüphanesi’nde gerçekleştirildi.

İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü ve Türk El Yazmaları Derneği Başkanı Coşkun Yılmaz, Duralı’nın son dönemin en önemli düşünürlerinden biri olduğunu belirterek, “Doğu’yu ve Batı’yı çok iyi tanıyor. Ait olduğu coğrafyanın, kültürün, medeniyetin ve inancın mensubu olmaktan gurur duyar, ancak geniş kapsamlı bir dünya görüşü ortaya koyar ve bunu yaparak yeni sınırlar açmanın peşindedir. bunların hepsi gerçekten bir insan olarak olağanüstü bir kimliği ve kişiliği temsil ediyor” dedi.

“O, ahireti kurcalayan bir demircidir”

Teoman Duralı’nın en yakın arkadaşlarından Prof. Dr. Durmuş Günay da Duralı’nın dünya tarihine, dünyaya, yeryüzüne ve varlıklara bütünsel olarak bakan bir filozof ve düşünür olduğuna dikkat çekerek, bir kavram mühendisi olduğunu söyledi.

Duralı’nın Türkiye’ye “felsefe ve bilim” kavramını yeniden kazandırdığını belirten Günay, bu alanda ilk çalışma yapanlardan biri olduğunu vurguladı:

“Teoman Hoca’nın üç önemli yolculuğu vardır. Birincisi fiziki coğrafyaya, ikincisi metafizik coğrafyaya, üçüncüsü ise tarihe yolculuktur. O, ahireti araştıran bir demircidir. Var olanın görünümünün arkasında, Teoman Hoca 74 yıllık ömrünün yüzde 30’unu seyahatlerden elde etmiştir. Kitaplardan, dergilerden, makalelerden, şiirlerden, konuşmalardan, anılardan, radyo ve televizyondan bilgi edinmiş, televizyon dahil binden fazla esere imza atmış, sahici düşünen, yazan ve konuşan, berrak, samimi ve samimi bir düşünürdür. şu: Sorunları eleştirel bir dille kullanmaktan çekinmiyor.”

“Teoman Hoca’nın olaylara yaklaşımının önemli olduğunu düşünüyorum”

Duralı’nın öğrencilerinden İstanbul Medeniyet Üniversitesi Bilim Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu da öğretmeniyle 1985’ten ölümüne kadar iletişim halinde olduklarını, Duralı’nın geride kalan başörtülü kızlarla birlikte olduğunu belirtti. 28 Şubat’ta üniversitede yalnız kaldım ve onlarla sohbet ettim.

Fazlıoğlu, hocasını kendisinden korumak için defalarca yazdıklarını yayınlamadığını belirterek, “Teoman Hoca’nın fikirleri dışında pratik deneyimleri ve olaylara dokunuş şeklinin de önemli olduğunu düşünüyorum. Fikirlerini değerlendirdiğimiz kişiye biz diyoruz. Bir hocanın bize ders vermesi lazım.” Aristoteles, İbn Sina ve Kant bizim öğretmenlerimizdir, ancak bir kişinin usta olabilmesi için ona dokunması ve fikirlerini eylemlerinde yansıtması gerekir. . Bu yüzden Teoman Hoca’ya usta diyoruz.” dedi.

Doç. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü. Dr. Yayla Gül Ceran Karataş da hocası Duralı’nın gezilerinden ve “insan kavramı” üzerine yaptığı çalışmalardan bahsetti.

prof. Teoman Duralı’nın oğlu Prof. Dr. Deniz Duralı da programı düzenleyen herkese teşekkür ederek şunları söyledi: “Burada anıları dinlemek beni çok mutlu etti. İnsanlık konusuna her zaman ilgi duydum. Babam ayrım yapmazdı. Hem yaş hem de milliyet açısından insanlar arasında iyi bir şekilde beslendi ve her gün bana esnaf ve taksi şoförleriyle yaptığı konuşmaları anlattı. Önce karşılaştığı coğrafyayı anlatır, sonra o insanlardan öğrendiklerini bana anlatırdı. Söylediği insanlara yaklaşımında babamı örnek almaya çalıştım.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu